30 Ekim 2009 Cuma

Efes Pilsen:77 Partizan:67

Dün gece Efes Pilsen’in gerçekten iyi yolda olduğunu gördük. TBL’deki diğer rakibinin Fenerbahçe Ülker’in aksine bu net bir şekilde görülüyor. Sistem üzerinden basket oynamaya çalışan bir takım görüntüsü içindeler. Ara sıra solo performanslar gösterseler de daha çok pas yaparak sayıya gitmeye uğraşan, hücumda eşleşme problemleri üzerine oynayan bir yapıdalar. Eğer bir akislik çıkmazsa Top 16’da çok daha iyi bir Efes Pilsen izleyeceğiz.

Ergin Ataman’ın yabancılar konusunda nasıl rotasyon yapacağı benim için merak konusuydu. Dün, ikinci periyotta belirli bir süre oyunda dört yabancıyla kalsa da, maçın genelinde 3+2 şeklinde oynadı. Bir tek Santiago’nun aldığı süreler konusunda yanlış yaptığını düşünüyorum. Maç içinde etkili olduğunu gördüğümüz Kasun’a daha fazla süre verip yedekleme konusunda Ermal’ı kullansa sanırım daha iyi yapardı. Santiago’nun takımdan gönderilmesi Efes Pilsen’in yararına olur diye düşünüyorum.

Efes Pilsen’in oyunu beni heyecanlandırdığından maçın genel atmosferini yazının girişinde yapamadım. Bu sezon gittiğim ikinci Efes maçında da tribünleri dolu görmek beni çok sevindirdi. Bazıları organizasyonla getirilmiş okullar, dershaneler olsa da Efes Pilsen’i gerçekten izlemeye gelen seyirci sayısı da fazlaydı. Ara sıra Efesliler’in başlattığı tezahüratlara tüm seyircilerin katılımıyla güzel şeyler ortaya çıktı. Yalnızca pota arkasında bulunan, amigoluk yapmaya çalışan yanında davul getirmiş bir grup çoluk çocuk kendini futbol maçında zannediyordu. Yavaş yavaş sadece Efes’i izlemeye giden gerçek basketbol taraftarı salona çekilince (aynı Efes’in efsane yıllarındaki gibi) çok daha güzel maçlar izleyeceğiz.

Hiç yorum yok: