6 Nisan 2008 Pazar

Nba Basketbolu


Basketbol açık ara en sevdiğim spordur, belki ardından Formula 1 gelir ama tüm hızına rağmen yaklaşması bile imkansızdır.. Ancak benim sevdiğim ve izlemekten hoşlandığım oyun yeni kıtada oynayan değil, yaşlı kıtada oynanan..

Akşam Nba Tv'de Golden State Warriors - New Orleans Hornets maçı var ve kanal değiştiriyorum, oysa ki bir basketbolsever olarak batı birincisi olan ve en önemli Mvp adaylarından birisine sahip takımla Nba'de en farklı basketbolu oynayan sürpriz takımın maçını heyecanla izlemem gerekiyor.. Ancak biraz baktığınızda bu iki takımın birbirini tanımadığını ve o maç için özel olarak bir şeyler düşünüp tasarlamadığını anlayabiliyorsunuz, ayrıca maç süresi ve oyunun sürekli uzun molalarla kopması da işin ekstrası.. Oyuncular genelde fiziksel özellikleri ile varlıklarını sürdürüyorlar, zeka Avrupa Basketboluna oranla çok daha az etki ediyor skorlara, muhteşem smaçlar ya da uçan adamlar görebiliyoruz ama benim beklediklerim pek öyle şeyler değil..

Jasikevicius'un "Nba'de oynayabilecek 50 Avrupalı biliyorum ama Euroleague'de oynayabilecek 50 Nba oyuncusu sayamam" sözüne katılıyorum. (her ne kadar Nba'de tutunamamış bir oyuncu söylese de) Nba maçlarını üzülerek belirtiyorum ki sadece Playoff' sırasında izleyebiliyorum, çünkü takımlar ve oyuncular birbirlerini tanıyorlar ve maçlara karşı takımı düşünerek hazırlanıyorlar, sahaya çıktıklarında ne yapacaklarını biliyorlar ve özel savunmalarla-hücumlarla oynuyorlar.. Normal sezonda neredeyse iki günde bir maç yapan takımlar her gece çıkıp oynamaktan ve şanslarını denemekten fazla bir şey yapmıyorlar, zaten taktik antremanı yapacak ve rakibi analiz edecek süreleri de yok, seyahatlerin ne kadar zaman aldığını ben değil Hidayet anlatsın..

"Futbolda her şey karşı takımın varlığıyla çetrefilleşir" demiş ya Jean Paul Sartre, aslında bu rekabete dayalı takım sporları için geçerli ve ben bu çetrefilli olayla ilgilenip maç kazanmak için derin analizler yapılan Euroleague gibi organizasyonları tercih ediyorum, belki 50-48 bitiyor maçlar ama atılan her sayı gerçekten çok değerli oluyor ve hiçbir basket ucuza gitmiyor..

Notlar: Ayrıca Nba şampiyonunun hiç utanmadan kendisini Dünya Şampiyonu olarak ilan etmesi saçmalığı da değişsin, dünya şampiyonluğu için Euroleague ve Asya Şampiyonu ile de mücadele edilsin.. Nba Basketbolu aslında şöyle iyidir, böyle iyidir diyenler varsa da yorum butonu aşağıda..

7 yorum:

farawaysoclose dedi ki...

Amerikalılar şu "dünya şampiyonluğu"nda en önde gidenler! sanırım beyzbolda ve nascar sporlarında da kendi kendilerine "dünya şampiyonu" ilan ediyorlar

keymark9 dedi ki...

nba de oynanan basketbol konusunda söylediklerine katılıyorum. ancak dünya şampiyonluğu işine gelince kesinlikler adamların haklı olduklarını düşünüyorum. sonuç olarak hiç hazır olmayan en dandik nba takımları bile gelip avrupanın en iyi takımlarını talan ediyorlar. diyeceksin şimdi yeniliyorlar diye ki evet yeniliyorlar tabiki ama çok nadir. ayrıca gelen takımlar genelde dandik takımlar ayrıca tam kadro bile olmuyorlar. hele bi de şampiyon olan takımın tam kadro gelip oynadığını düşünürsek avrupa karmasının bile kazanması pek olası durmuyor şu durumda. altın çocuğun dediğine gelince nba de oynayacak 50 tane adam çıkarması mümkün değil ama 2 aylık alan savunması çalışması yapan her nba oyuncusu avrupada rahat oynar.nba takımlarında şans bulamayan dandik adamlar bile avrupa liglerinde büyük yıldız oluyor sırf bu yüzden.

baha dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
baha dedi ki...

avrupa karmasi vs nba-ncaa karmasi arasinda bir gosteri maci veya baska bir mac olsa amerika takiminin kazanacagi asikar. fakat ezici bir oyun olmaz kesinlikle. oyuncu kalitesi olarak arada bir ucurum oldugunu dusunmuyorum ben sahsen. avrupa takimlari ordan burdan adam ucurtmaz arkasina. Amerikalilar ve İngilizler hep kustahti kendilerini ustun gorecekler tabii, Drazen Petrovic'i de niteliksiz diye tanimlamislar bir sure. ardindan jordan'in, gozlerine bakinca benden korkmadigini hissediyordum dedigi adam oldu. sonrasi malum..

savunma olayina gelince, nba'de tutunamayan ve avrupa'da yildiz olan oyuncularin ozelligi zaten ortalama ustu katki yapmalari takim savunmalarina. bir willie solomon'ın nba'de oynayamayacagini kim iddia edebilir? bir trajan langdon'a ihtiyaci olmayan kac nba takimi sayabiliriz; ornegin 76ers? jameer nelson'ı hangi coach ilk besine koyar kalburustu euroleague takimlarinda? nba'in dominant pivotlari kavga edilen euroleague pota altinda ne yapar, kaci basarili olur? bu ornekler uzar gider aslinda..

keymark9 dedi ki...

nba uzunlarının oçop kaçamayacağını iddia ediyorsunuz ancak gerçek de şu ki nba'de bile kısıtlı dakikalar alan haislip dingili geçirdiği 1 sezonda yurolig seviyesinde bile uçup kaçmıştır. utah'ın çuvala koyup yolladığı dee brown nasıl ligimizin en etkili oyuncularından birisi olmuştur. ya da ne bileyim yorulig'in en büyük yıldızlarından birisi olup da nba'de rol adamı olmayı kabul eden anthony parker'ı mı sayayım. şu bir gerçek ki yorulig maçlarından ben de çok büyük zevk alıyorum ancak bunun tek nedeni az maç yapılması nedeniyle rakibe göre oyun oynamaya imkan vermesi. yani cska karşısında oynarken şut atan uzunları olduğunu ya da siena'nın en zayıf yönünün pota altı olduğunu biliyor rakipler. ancak nba'in istemediği dandik sayılabilecek adamlar avrupa takımlarının yıldızı olmaktadır. bu da yadsınamaz bir gerçektir.

baha dedi ki...

haislip istisnadir, hem dis sutu var hem de atletik. ciddi oynadiginda cok cok onemli bir oyuncu..

dee brown ise iyi bir takima geldi, kendini gelistirmesi icin geldi, gelistirebildi diyebilmemiz icin sezon sonunu beklememiz gerek. BBL'in kalitesi ise tartisilmaz oldu bu yil. cok cok zevkli bir lig haline geldi ama bir de seyirci olsa.

nba daha zevkli bunu inkar edemeyiz ayrica avrupa basketbolu marketing olarak nba seviyesine ulasamaz ama basari baz alindiginda uluslararasi oyuncularin amerikan oyunculardan ustun oldugu noktalar da yok degil.

euroleague'de sezon biraz daha uzatilabilir dogru, uleb cup'da euroleague seviyesinde takimlar var. artik takim sayisi mi artirilir bilemiyorum..

keymark9 dedi ki...

sorun sadece takım sayısında değil ki. asıl sorun önemli oyuncularımızı elimizde tutamıyoruz. avrupada sivrilen her oyuncu direk nba yolunu tutuyor. ibo bile otuzundan sonra kalktı gitti oralara. istisna olarak birtek papaloukas'ı gösterebilirim. eğer avrupa takımları yetenekli oyuncularını ellerinde tutmayı başarabilir ve oyunu biraz daha hızlandırabilirse işte o zaman nba seviyesine ulaşılabilir. bu kadar yavaş oyun bir süre sonra gerçekten can sıkıyor. artık takımlar chelsea gibi olmaya başladı ki bunun bence tek nedeni spurs'dür. savunma iyidir hoştur ama sadece rakibi hataya zorlamak basketbol zevkini öldürmektedir.