8 Mart 2008 Cumartesi

Guard #2

Avrupa basketbolu için oyun kurmak ve düzenli bir set oyunu oynamak her şeyden önemlidir. Bunun için de üst düzey bir guard bir takımın olmazsa olmazlarındandır. Guard oyunu hazırlar ve dengeyi yitirmemenizi sağlar..

Her ne kadar son dönemde biraz kopsam da uzun süre Avrupa basketbolunu yakından takip etme şansı buldum, Alexander Djordjevic ve Predrag Danilovic ön saha ikilisi ile Yugoslavya takımını, Sarunas Marciulionis yönetimindeki Litvanya takımını izledim.. Tüm bunların dışında basketbolumuzu bir kademe ileriye taşıyan Petar Naumoski ve Tofaş döneminde ülkemize gelen en önemli adamlardan David Rivers^ı izledim, şimdi onlar gibiler kalmadı diyemem ama o dönemde onlardan iyilerini bulmanız zordu..

Avrupa Basketbolunda guardlar aslında temel olarak ikiye ayrılabilir, eski Yugoslavya ekolünden çıkan ve oyunu kontrol edip hücum süresinin çoğunu elinde geçiren guardlar ve soğuk ülkelerin biraz daha hızlı oynama heveslisi guardlar..

Birinci grubun önemli temsilcileri olarak Alexander Djordjevic, Petar Naumoski, Jaka Lakovic ve Damir Mulaomerovic gibi isimleri sayabilirim, hatta bunlara Dejan Bodiroga^yı da ekleyebilirim.. Özellikle Petar^ın Efes Pilsen^de 30 saniyelik hücum sürelerinin 24 saniyesini terini silerek geçirmesi ve Djordjevic^in Madrid ve Bologna dönemlerinde her şeyi kusursuz yapana kadar oyun kurmayı sürdürmesi hala aklımdadır. (Gerçi Alex çıldırdığında inanılmaz skorlar da yapardı, tıpkı Petar gibi) Lakovic ve Mulaomerovic bu ikiliye göre hızlı olsalar da oyun kurma yapıları tipik Avrupa^lı.. Dejan Bordiroga ise her şeyi mükemmel yapar ama her şeyi çok yavaş yaptığından Nba gibi bir yeri denemeden Avrupa^nın büyük oyuncularından olarak hatırlanmayı seçti. Bence mantıklı bir seçimdi, insan başarılı olacağı yeri biliyorsa maceralar anlamsız..

Litvanya ve Rusya ekolünden çıkan ve basketbolun seyir zevkini yükselten guardların en önemli temsilcileri olarak Sarunas Marciulionis, Sarunas Jasikevicius ve Vasily Karasev^i sayabilirim.. Karasev^i ülkemizde izleme şansı da buldum, daha önemli yerlere gelebilecek bir oyuncuydu ama istikrarı pek sağlayamaması ve Petar ile Efes Pilsen^in sürekli eleştirilen bölgesinde olması en azından bizim ülkemizdeki oyununu çok etkiledi.. Marciulionis ise benim basketbol izlemeye başladığım dönemde artık bırakıyordu, o zamanlar Nba^de oynasa da daha sonra Trt sayesinde Litvanya formasıyla izleme şansı buldum, görüp görebileceğiniz en iyi guard olabilir, top havadayken yapacağı her şeyi planlıyor ve ellerine geldiğinde hiçbir zaman bir saniye dahi olsa gecikmiyor, keşke daha fazla izleyebilseydim diyorum ama Jasikevicius^u izleyebildiğim için de çok üzülmüyorum.. Sarunas Jasikevicius, Avrupa basketbolunun Jason Kidd^i.. Nba^i deneyip geri dönse de asıl yeri Avrupa ve oyun zekası inanılmaz.. Önümüzdeki sezonlarda Efes Pilsen ya da Fenerbahçe formasıyla şu lige gelirse tüm maçlara gitmemi sağlayabilecek tek oyuncu ve şu anda bana göre Avrupa^nın en iyi guardı..

Bu iki ekol dışında son yıllarda gelişen ve başlı başına bir ekol olacağı konuşulan İspanya basketbolu da önemli guardlar çıkarmaya başladı.. Özellikle şu sıralar Nba^de başarılı maçlar çıkartan Calderon-Navarro ikilisinin yanında Raul Lopez ve geleceğin en önemli oyuncularından olacak Joventut^lu Ricky Rubio önemli isimler. Avrupa^ya gelen ve zamanla Avrupa^lıymışçasına oynayan Amerika^lılar da yok değil, David Rivers, J.R Holden, Sconnie Penn gibi isimler yavaş yavaş adapte oldukları Avrupa basketbolunda önemli yerlere geldiler, onları da izlemek büyük keyif..

Unuttuğum ve hatırlamadığım onlarca guard vardır eminim, hatırlatmak için yorum butonunu kullanabilirsiniz..

Not: Basketbolumuzda bir Beyaz Gölge etkisi yaratan büyük oyuncu Petar Naumoski için ayrı bir yazı yazmayı da düşünüyorum..

Hiç yorum yok: